Erenler Sultanı Büyük Veli Hacı Haydar Sultan (Erenler Tepesi)
Merkez Küçükmuhsine Köyü Erenler Tepesinde yatır. Küçükmuhsine köyü 1071 yılında Malazgirt meydan muharebesinden az bir zaman sonra kurulmuş tur. Köyde zeybekler, balaklar, koca hasanlar, Selçuklar, hanlılar mevcut olduğu bilinmektedir. Konya yıllığında Ulumuhsine ve Küçükmuhsine köylerinin Türklerin kayı boyundan geldiği anlaşılmıştır.
Söylentilere göre Selçuk beylerinden birinin iki kızından birini Büyükmuhsine ( Ulumuhsine) birini de Kiçimuhsine (Küçükmuhsine) köyüne verdiği bu iki köy bu isimleri iki kızdan aldığı söylenmektedir. Köy Konya ya 25 Km.dir. 150 hane civarındadır ve 770 nüfusludur. Küçükmuhsine köyü Mevlana Celalettin Rum’i türbesine senelik öcri 1045 akça ödediği tespit edilmiştir. Aynı köyde Mevlana vakıf değirmenleri içerisinde 29. sırayı almaktadır. Altınapa Hanın 598 Hicri 1201 Miladı yılında Beyşehir’e giden gurgurum Selçuklu Yolu üzerinde Küçükmuhsine köyünün mevcut olduğu İbrahim Hakkı Konyalının Konya tarihinde mevcuttur.
Konya’ya 20 Km’de bulunan Altınapa hanının üzerindeki kümbet ve kemer taşlarının Küçükmuhsine köyünden getirildiği tetkik neticesinde anlatılmıştır. Köyün yakın tarihlere kadar her tarafı tamamen ormanlık olduğu bu gün bir vasiyet üzerine köyde Rasim İŞCAN’ın evinde köyün hemen yakınında bulunan bir dağın burnu ve karaardıç denen mevkiden kesilen odununun mevcut olduğu tespit edilmiştir. Küçükmuhsine köyü içinde yakın zamana kadar büyük bir medresenin mevcut olduğu sonunda yıkıldığı anlaşılmış tır. Köyün tam doğusunda 500 M2lik bir Erenler tepesi denen bir tepenin bulunduğu tepenin önünde büyük kemer taşların hemen önünde asırlık 9 büyük çamın olduğu bu gün bu çamlara kimsenin dokunmadığı tespit edilmiştir.
Aynı köyden 1300 Doğumlu ve hane sahibi olan Ali Camızcı bizim odamıza Dere kasabasından Nuri Efendi Hoca, Başara Kasabasından Osman Efendi Hoca, Tatköy’den Hulusi Efendi Hoca, Ağrıs Kasabasından Bekteş Oğullarından Mustafa Efendi Hoca, Kızılören nahiyesinden Medrese müderrislerinden Alim ve Veli Seyyit Efendi Hoca Efendiler bizi odamıza babamın misafiri olarak kış devrelerinde gelirler 15-2O gün misafir kalırlar bende kendilerine hizmet ederdim dedi.
1904 yıllarında Konya valisi Ferit Paşa Seyyit Efendi Hocayı Kızılviran nahiyesinde ve medresesinde sık sık ziyaret etmektedir. Bir gün medreseyi ziyarete gelen Ferit Paşaya yemek hazırlanması için eve haber verilir. Evde arpa utlundan başka bir şey bulunmadığı hoca efendinin ailesi evinin havlusunda iki elini başına koyarak bir müddet ağladığı o esnada uzaktan geldiği anlaşılan bir atlı iki tane heybe ile hoca efendinin evini sorduğu eve gelen o atlının heybesinde et, süt, yoğurt, peynir, yağ, kaymak, ekmek ve yumurtanın bulunduğu hoca efendiye hediye olaraktan getirdiğini komşuların hemen hoca efendinin evine gelip misafir olan Ferit Paşaya gereken yemeğin yapıldığı öğrenilmiştir.
Seyyit Efendi Hoca bir gün bir mecliste sohbet esnasında Küçükmuhsine köyü erenler tepesindeki yatır satın hacı haydar sultan veli olduğunu ve zamanının kırklarından ve imamlarından olduğunu nakletmiştir. Yukarıdaki ismi geçen Hoca Efendilerin kış devrelerinde köye gelmeleri Hacı Haydar Sultan Velinin manevi daveti olsa gereğidir.
Mevlana İhtisas Kütüphanesinde 2176-5997 nolu yazma eserlerde Hacı Haydar Sultan Velinin kaydına rastlanmıştır. Aynı zamanda Doktor Hasan Özönder’in Konya velileri adlı eserinde Hacı Haydar Sultan Veli’nin ismine rastlanmıştır. 1950 yılında köyde Nafiz Yılmaz’ın oğlu Habib Yılmaz’ın düğününe gelen Konya merkez vaizi Konya ve havalisi Nakşi tarikatı hulefasından Esat Erbil Efendinin vazifelendirdiği Hadimli Hacı Osman Güleryüz Efendi erenleri ziyaret edip burada Hacı Haydar Sultan Veli yatır demiştir. Hukukçu din alimi ve hafız olan Mustafa Tozoğlu Efendi köyde erenlere bakarak şu dörtlüğü söylemiştir.
Aslı Arslan Yatağıdır
Erenlerdir Dağı vardır
Her şehirde namı vardır
Sultanı Kiçimuslanın.
Köyde Küçük Emin ve Hacı Ayış (Ayşe) kardeşler bize küçük Fadim denen kadın der idi Havuç karı denen kadın babama haber göndermiş şekke hasana selam söyleyin taş yaktı yaş yaktı erenlerde Hacı Haydar Sultan Veliye pilav döküversin demiş babam kireç yakar idi 1949 yılında köye üç derviş gelmiş akçam yemeğini misafir oldukları evde yedikten sonra erenlere Hacı Haydar Sultan Veliyi ziyarete gitmişler ve hazretin yanında gecelemişler. Sabahleyin üç dervişten ikisinin köye gelmiş olduğu köyden Dere kasabasına oradan Merama Hacı Mustafa namındaki kimsenin merkeplerle getirdiği diğer derviş ise dağ yolu ile Konya’ya geçmiştir.
Köyümüzden olup Konya merkez vaizlerinden Nuri Efendi Hoca erenlerde bir rahmet duasına çıkıldığında orada bulunan cemaate, cemaat kabri geçelimde öyle duralım namaza demiştir. Hacı Hıfzı Toprak bunu nakletmiştir. Köyden Ali İşleğin hanımı Şerife bir tarih Konya devlet hastanesinde yatır iken yanındaki kadın hastanın yanına bir ziyaretçi gelir, gelen ziyaretçi kadın bana sen nerelisin diye sorunca bende Küçükmuhsine’ denim dediğimde o kadın bana biz babamla şu hastamızı uçakla İstanbul’dan ziyarete geldik sizin erenlerde yatır Hacı Haydar Sultan Velidi ziyaret ettik dedi. 19800 yılında Abdullah Duran isminde bir ziyaretçi erenlerde su dörtlüğüsöylemiştir.
Dokuz çamlı belimiz var
Konya gibi ilimiz var
Erenlerde gülümüz var
Haydar sultan velimiz var.
Köyden İbrahim İnan diyor ki; Ben on iki yaşlarında idim yaz günü evimizin damında gece yatır iken erenlerde yüksek sesle kuranı kerim okunduğunu işittim ve anama söyledim anam bana oğlum sen yat uyu dedi. Köyden Gökkızın Fadim denen kadın 1978 de 86 yaşında vefat etmiş olup anam Gökkız bana derdi ki ben gençliğimde iki elinde iki bakraç kova ve elbisesi kireç veya beyaz toprak bulaşığı olan her tarafı beyaz bir kadının köyün doğu poyrazında İsmail gölü denen bir pınardan suyualıp erenlere doğru gittiğini gördüm o tarihlerde Velinin başucundaki büyük dergâhın daha yıkılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Konya’dan Ali hoca namındaki bir kimse ben bir hastalığım sebebiyle bir hoca efendiye okunmaya gitmiştim. Hoca efendinin ne okuduğunu dikkatle dinledim. Duasının içinde yarabbi erenlerde yatır Hacı Haydar Sultan hürmetine şu hastaya hayırlı şifalar verdiye dua etti dedi. Hacı Haydar Sultan Veli 8,5 asırdır bazı kimseler tarafından bilinip türbesi ve dergâhı ziyaret edilmiştir. Köyden Şemedin Hacı Mehmet; Dedem erenlerde bir
çam direği kesip ahıra atmış bizin koyun keçimiz sığır ve diğer hayvanlarımız zaman zaman çok zarar görüyor idi biz bunu babamla tespit edip ahırdaki direk olaraktan kullandığımız o çamı yerinden söktük ve erenlere attık geldik ve ondan sonra hayvanlarımıza bir zarar olmadı demiştir.
Köyde Mevlüt ve İbrahim İnanır kardeşler erenlerden çam kesip bir gece evlerinde uyurken evleri yanmıştır. Ondan sonra erenlerden bir daha çam kesip getirmemişlerdir.
Köyde Halil İbrahim Babayiğit diyor; Babam bana dedi ki bir tarih köyümüze yabancı bir İhtiyar derviş geldi ve misafir odasında üç gün kaldı giderken hep köylüler beraber uğurladık. Babam sona ben kaldım derviş bana dedi ki bazı kimseler erenlerde hazine arıyorlar orada hazine yoktur ve büyük bir veli yatmaktadır dedi.
Ali Keskin ben anam babam ve nenem dedemden işitirdim erenlerde Hacı Haydar Sultan yatır diye kabrin etrafı kafa taşları ile çevrili idi. Başucunda siyah büyük bir taş var idi. O büyük taşın olduğunu köyden Ayşe Güneş, Elmas Yıldırım, Elmas Şemetgil, Kamil Gönen söylemiştir. Mevcut kabrin başucunda ve iki metre derinlikte 80 Santim uzunluğunda 40 santim yükseklisinde olan taş bulunmuştur. Ve Hazretin kitabesi de taşın üzerinde yazılı olduğu anlaşılmıştır. Yazı Hüvelbaki sene 568 hicri Hacı Haydar Sultan yazılıdır. Yazı kabartmadır. Hacı Haydar Sultan Velinin burada türbesinin ve dergâhının bulunduğu katiyetle sabit olup Konya Müze Vakıflar Turizm Kültür Müdürlükleri tarafından görülmüş Fen ve Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden ziyaretçi olmuştur. Büyük velinin burada mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Az bir zaman içinde Velinin türbesi büyük bir ziyaretçi akınına uğramıştır. Ziyaretçiler memnun oldukları ve hazretin himmetine vasıl oldukları söylenmektedir. Köyden Hacı Ahmet Şahin dedi; Erenlerde bir kazı esnasında Hacı Tayip Efendi Hoca topraktan yapılmış bir abdest bardağı bulduğunu söyledi ben de onu bizzat gördüm dedi Hacı Mustafa Şahin ve kardeşi Ahmet Şahin dediler anam kadından işitirdik Erenlerde Hacı Haydar Sultan namına büyük bir evliye yatır diye.
Konya İmam Hatip ve Yüksek İslam Enstitüsü Arapça ve Farsça hocası olan Arif Etik Efendi Hoca erenleri üç defa ziyaretinde ben orada acayip bir feyz gördüm dedi. Köyde Ahmet Odabaşı Hoca Efendi bize gelen manevi bir emirle arkadaşlarımla beraber Konya’dan dağ yolu ile yaya olarak erenlere gidip ziyaret ettik dedi. Değirmen köylü Jandarma Memet diye bilinen kimse dedi; anam ameliyat olacak derecede hasta idi bir gece uykudan uyandıktan sonra oğlum bu gece bana erenlerden üç derviş geldi ve beni ameliyat etti dedi ve anam ondan sonrada hastalığından şifa bulup iyi oldu.
Hacı Havva Akarslan dedi; anam sultan kadından işittim ben dağa odun ve yakacak toplamaya gittiğim zaman sırtıma alıp köye rahatça getirirdim bazen de erenlerdeki çamların altına dökülmüş olan kozalaklarını toplar bir çuvala doldurur sırtıma alıp köye getirirken dizlerim titreye titreye getirirdim dedi. Köyde kadın isimlerinden Sultan erkek isimlerinden Haydar’a rastlanmaktadır. Selçuk hükümdarlarından Kılınç Aslan birin oğlu olan mesut bir babasının yerine tahta geçmiş olup çok uzun bir süre süren saltanatı zamanında 1116-1156 tarihlerinde Küçükmuhsine köyü erenlerde yatır Hacı Haydar Sultan Veli aynı devirde yaşadığı dergâhının ve türbesinin aynı zamana rastladığı yapılan araştırma ve kazı neticesinde anlaşılmıştır. KAYNAK: Mevlana Şehri Konya Mehmet Önder sayfa 19-20. Konya Alaaddin Cami Altınapa Hanı Medresesi mescidi çeşmesi aynı tarihlerde temelleri atılmıştır. Köyün kuruluşunun daha
eskilere dayandığı Hacı Haydar Sultan Velinin vefatından beri rahmet duasına çıkılacağı zaman devamlı olarak erenlere çıkılmıştır ve bu gelenek halen devam etmektedir. Köy Konya’ya 25 KM olduğundan zamanla Derbent Çiğil ve etrafındaki köylerden gelen misafirlerin uğrak yeri olmuştur ve halen misafir hane olarak köyde 7 adet misafirhane odası bulunmaktadır.
1981 yılında Medine’de ikamet eden din alimi ve Medine Harp Okulu Türkçe Öğretmeni Hacı Memduh Efendi 4 taksilik mahiyeti ile beraber Erenlerde Hacı Haydar Sultan Veliyi ziyaret etmiştir. Köyden Rasim Camızcı dedi; Yukarı cami imamı Hacı Rüştü Efendi Hoca bana dedi ki biz bir tarih erenlerde para aramak için yapmış olduğumuz kazı esnasında kireçli ve Horasanlı büyük bir duvara rastladık dedi.
Aşık Seyrani’den Bir Dörtlük
Arı geçmez çiçeğinden
Çiçek geçmez peteğinden
Bir erenler eteğinden
Kesme rabbani elim benim
Mutasavvur şairlerimizden Kaygusuz’un evliyayı dile getiren güzel bir nefesi.
Evliyaya eğri bakma
Kevnü mekân elindedir.
Mülke hükmü veren odur
İki cihan elindedir.
Sen anı şöyle sanursun
Sen cileyin bir ademdir
Evliyanın sırrı vardır
Gizli ayan elindedir.
Hakk bunda getirdi ani kullarını
İrşat için isteyene İman verir kahru ihsan elindedir.
Hak zatıyla sıfatıyla tecelli eyledi onu varlığı hak varlığıdır,
Emri süphan elindedir.
Kaygusuz abdal bu sırrı okudum anladım yazdım
Şimdi bu alemin hükmü kamil insan elindedir.
Şems ve Mevlana
Sayfa:48
Cenabu hak alemlere rahmet olsun diye evliyayı yeryüzüne göndermiştir. Evliya haktan öyle bir kuvvete sahiptir ki atılmış olan oku ona geri getirir. Veliler hatırlatma ve unutturmaya kadirdirler. Şu halde herkesin gönlüne hakimdirler. Şems ve Mevlana Sayfa 148
Köyümüzden Hacı Ömer Özdemir, Nafiz Yılmaz, Hacı Mehmet Ali Arıcı, Ali Gümüştaş, Hacı Mehmet Karabağ dediler; Biz gençliğimizde 5 arkadaş
Erenlere çam kesmeye gittik. Erenlerde çam keserken beşimiz de baltalarımız kırıp elimiz boş olarak köye döndük dediler.
Evliyayı Mevlana’dan dinleyelim "Hak ile oturup kakmak isteyen kişi velilerin huzurunda otursun."
Velilerin huzurundan kesilirsen helak oldun gitti günkü sen küllü olmayan bir cüzsün.
Velilerin huzurundan uzak1aşırsan hakikatte haktan da uzaklaşırsın.
Köyümüzde dışarıdan misafir olarak gelen hoca efendilerin zamanındaki bulunan alimler;
1-Konya Kapu cami vaizi Nuri Efendi Hoca
2-Konya Tahir Paşa cami imamı Tahir Efendi Hoca
3-Köyde Şükrü Efendi Hoca
4-Vehbi Efendi Hoca
5-Ahmet Efendi Hoca
6-Büyük Alim ve Sofi Seyyit Ali Efendi Hocanın bulunduğu.
1324 lü olan köyümüzden Hacı Mehmet Sarıgül dedi; Biz çocuk iken baharın kendi kuzularımızı halamın oğlu Halis ile erenler muhitine otlatmaya giderdik. Alim ve sofi olan Seyyit Ali Efendi Hoca bize siz kuzularınızla erenlere varmayınız ve orayı yaymayınız zira orada eren sizin ayağınızdan tutar der idi.
Hacı Ahmet Şahin ailesi Hatice Şahin dedi; Akrabamızdan Şerif gelin diye bilinen bir kadın anlatırdı birinci cihan harbine erenlerden bir grup asker düşmanlar çarpışmak için cepheye gittiklerini gördüm dedi.
Hacı Bektaşi Veliden
Evliyaya eğri bakma Kevnü mekan elindedir. Mülke hüküm süren odur. İki cihan elindedir. Sana yerden gökten büyük nasihat gördüğün ört görmediğin söyleme erenlerden pirden budur emanet gördüğün ört görmediğin söyleme erenlerin yolunu sürerler hep demini dervişlerin muini Mevla zikredir zikri.
Noktayı görüp bağdan bağı bilerek hadan geçtim gamı ferdadan hayderle gezer gördüm, Sakin ol kimsenin gönlünü yıkma gerçek erenlerin izninden çıkma eğer adam isen ölmezsin korkma aşığı kurt yemez uç da değildir. Evliyayı münkirler hak yoluna asi dur. O yola asi olalı gönüllerin pasıdır. Hakikatin manasını şerh ile bilmediler erenler bu dirliği riya ile girmediler. Hakikat bir denizdir şeriat anda gemi çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar. Hakikat erenlerin şerh ile bilmediler hakikat birliğine çünriya demediler. YUNUSDAN
Hazırlayan : Muharrem AKARSLAN